Yazar: Karapapak Türkleri
2031-03-25
Karapapakların Anadolu’ya göçleri kadim devirlerden beri çeşitli sebeplerle devam etmiştir. En önemli Karapapak göçleri, 1807, 1813-1828, 1854-1855, 1878-1881 ve 1914-1924 yıllarında gerçekleşmiştir. Selçuklular, Safeviler ve Nadir Şah döneminde altın çağını yaşayan Kafkasya, Azerbaycan ve Doğu Anadolu, 18. yüzyılın sonları itibariyle, Osmanlı Devleti’nin kötü yönetimi ve İran Kaçar Türk şahlarının basiretsizlikleri hatta dirayetsizlikleri sebebiyle Rusların eline geçer. Bütün bu coğrafya Timur’un Altın Orda Devletini yıkmasıyla yıldızı parlayan Rus generallerinin cirit meydanı olur. Rus ordularının Kafkaslara inmesiyle birlikte Rusların ve onların güdümündeki Ermenilerin zulmüne dayanamayan Kafkas halkları, Borçalı-Kazak Karapapakları Osmanlı topraklarına kaçmaya-göçmeye başlar. Binlerce Karapapak halkı Çıldır, Arpaçay, Kars, Sarıkamış, Horasan, Hasankale, Erzurum, Eleşkirt, Ağrı, Van, Muş il ve ilçelerine göçüp, Osmanlı Devleti’ne sığınırlar. Rus ordularının Kaçar Türk Şahlarının elinde bulunan şimdiki Gürcistan ve Azerbaycan’ı işgal edip 1913’te Gülistan Anlaşmasını imzalamasıyla 3 binden fazla Karapapak aile Kazak ve Borçalı’dan göç eder. Bunların yarısı, Revan’a, buranın da Rusların eline geçmesiyle Sulduz’a göçerler. Geriye kalanın ise bir kısmı Türkiye’ye bir kısmı da geri yurtlarına dönerler. Türk düşmanlığı ile tanınan Çar I. Nikola, Osmanlı yönetiminin 1826’da Yeniçeri Ordusunu kaldırmasını ve yeni ordunun kurulma aşamasında olmasını fırsat bilerek, Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlardaki hakimiyetine son vermenin, boğazları ve Anadolu’yu Rusya’ya katmanın zamanının geldiğine inanarak harp hazırlığına başlar. Ruslar, İngiliz ve Fransızlarla işbirliği yaparak 20 Ekim 1827’de Osmanlı donanmasını Navarin’de yakarlar. Ardından kara ve deniz gücünden yoksun durumda bulanan Osmanlı Devleti’ne savaş ilan eder. Rus orduları 1828 yazında Anadolu’ya girer, Ahılkelek, Ahıska ve Kars’ı alır. Ertesi sene Erzurum, Bayburt ve Muş’u işgal eder. Batı’da ve Doğu’da Ruslara karşı savaşan ve maddi ve manevi çok büyük kayıplar veren Osmanlı Devleti, Ruslarla Edirne Antlaşması’nı yapmak zorunda kalır. 1828-1829 Türk-Rus Savaşı sonrasında Borçalı ve Ahılkelek ve Ahıska’dan pek çok Terekeme/Karapapak tayfası Türkiye’ye göçer.
Diğer bir Karapapak göç dalgası 19. yüzyılın son çeyreğinde görülür. Bu dönem, sadece Kafkasya için değil, Balkanlardan Doğu Türkistan’a, Sibirya steplerinden Yemen’e kadar bütün Türk dünyası için felaketli yıllardır. Türk halklarına Hıristiyan dünyası tarafından en şiddetli zulüm ve soykırım bu yıllarda yapılır. Hem Balkanlarda hem de kuzey doğu Anadolu ve batı Kafkasya’da Türk halklarına benzeri görülmemiş katliam yapılır. Yüz binlerce insan yurdunu yuvasını terk edip Anadolu’ya göçer. Kafkaslardan gelen göçmenlerin bir kısmı Kars, Ardahan, Ağrı, Erzurum, Muş, Sivas gibi şehirlere önceden gelen akrabalarının yanına yerleşirler. Büyük çoğunluğu ise Kayseri, Adana, Mersin gibi şehirlere yerleştirilir.
93 Harbinden önce Kars ve çevresinde 105 köyde 29.000 Karapapak yaşamaktadır. Savaştan 7 yıl sonra Ruslar tarafından yapılan sayımda nüfusun 21.652’ye düştüğü görülmektedir.1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı başarısızlıkla sonuçlanınca, 13 Temmuz 1878’de imzalanan Berlin Antlaşması ile Kars, Kağızman, Ardahan, Oltu ve Batum Ruslara harp tazminatı olarak bırakılır. Ardından 8 Şubat 1879 günü İstanbul’da imzalanan Muahede-yi Kat’iyye’nin 7. maddesi gereğince de bu şehirlerde yaşayan Türklerin üç yıl içerisinde Osmanlı topraklarına göçmelerine izin verilir. Bu üç yıl içerisinde resmi kayıtlara göre 11.000’i Kars merkez ilçeden olmak üzere 82 bin Türk Kars’tan ayrılıp Erzurum ve Anadolu içlerine göçer. Göçenler içerisinde Karapapaklar önemli bir kitleyi oluşturmuşlardır. Karapapakların bir bölümü Horasan, Hasankale, Erzurum ve Aşkale’nin merkez köylerine, ve Sivas’a yerleşirler. Karapapaklardan büyük bir kısmı da Bayazıt sancağına gider ve orada Antap (Tutak) kentini şenlendirirler. Bütün bu göçlere rağmen Karapapak Türklerinin nüfusu bu bölgede yine de büyük çoğunluğu oluşturmuştur.
Karapapak Türklerinin en büyük göç hareketine maruz kaldıkları dönemlerden biri de 1914-1924 dönemi olmuştur. Rus sayımına göre 1892’de Kars’ta 28.121 olan Karapapak nüfusu, yine Rus istatistiklerine göre bütün olumsuzluklara rağmen 1910 yılında 99 köyde 39.000 olmuştur. Ne var ki Birinci Dünya Savaşı yıllarında bölgede Rus ve Ermeniler tarafından yapılan katliamda başta Ardahan Karapapakları olmak üzere Çıldır, Arpaçay ve Kars Karapapakları çok kayıp vermişlerdir. Ruslar, Sarıkamış hareketinde ve daha sonra Kars, Ardahan savaşlarında Osmanlı Ordusu’na yardım ettikleri gerekçesi ile 1915 yılının ilk üç ayında büyük katliam yapmışlardır. 30 Ekim1920’de Kars, 23 Şubat 1921’de de Ardahan ve Çıldır kurtulduktan sonra yapılan Moskova ve Kars antlaşmaları ile bugünkü sınırlar çizilmiştir. Bu yıllarda yani 1920-1921 yıllarında Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan’dan birçok Türk tayfası Türkiye’ye gelmiştir. 1921-1924 yıllarında ise mübadele yolu ile aynı ülkelerden 45.000 Türk, Kars’a gelmiştir. Bunlardan 10 bin kadarı, 1922-1923 yıllarında Kars Sovyet Konsolosluğunun gayreti ile geri dönmüştür. Kars’ta kalan 35 bin göçmenin 25 bin kadarı Akbaba, Borçalı ve Karayazı’dan gelen Karapapaklardır.